Moskova’nın hemen dışında, neredeyse yarım asırdır gizemini koruyan bir radyo istasyonu, bu hafta bir kez daha manşetlere taşındı. UVB-76 ya da halk arasında bilinen adıyla “Kıyamet Radyosu”, 1970’lerden bu yana kesintisiz olarak bir vızıltı sesi yayınlıyor. Ancak bu sıradan gibi görünen ses, zaman zaman beliren şifreli mesajlarla birlikte, dünya genelinde amatör telsizcilerin ve istihbarat meraklılarının dikkatini çekiyor.
Son olarak bu hafta başında, olağan vızıltı iki kez kesildi ve yerini Rusça sayılar, isimler ve kod kelimelerden oluşan gizemli mesajlara bıraktı. Bu tür mesajlar geçmişte de yayınlanmış olsa da, her seferinde yeni spekülasyonları beraberinde getiriyor. Yayın sırasında kullanılan “NZhTI” çağrı işareti, istasyonun geçmiş yıllarda da tercih ettiği bir koddu. Bununla birlikte, iletilen sayı dizileri, örneğin “38, 965, 78, 58, 88, 37”, bazılarına göre bir tür koordinat bilgisi içeriyor olabilir.
“Bir şey olacak” korkusu sosyal medyayı sardı
Gizemli mesajların yayınlandığı anlara ait videolar kısa sürede sosyal medyada hızla yayıldı. Pek çok kişi, bu yayınların bir şeylerin habercisi olabileceğini iddia etti. Bazı yorumlar Soğuk Savaş döneminden fırlamış bir casus filmi havası taşırken, bir kullanıcı “Bu mesajlar kime gidiyor, kim dinliyor ve neden şimdi?” sorusunu yöneltti.
Elbette bu tür yayınlar bir süredir uzmanların da radarında. Yayının içeriği net olarak çözülemese de, arkasında Rus devleti ya da askeri birimler olduğuna dair ciddi iddialar var.
Uzmanlara göre bu yayın bir sinyal değil, bir sistem
Londra Şehir Üniversitesi’nde elektronik ve radyo mühendisliği alanında çalışan Profesör David Stupples, bu tür yayınların tesadüfi olmadığını düşünüyor. Ona göre UVB-76, sıradan bir sinyal değil; olası bir nükleer savaşta aktif olacak bir sistemin parçası olabilir: “Bunu kullananın Rus hükümeti olduğu neredeyse kesin. Ve eğer öyleyse, bu yayın barışçıl bir amaç taşımıyordur.”
Hollandalı amatör telsiz gözlemcisi Ary Boender ise yıllardır UVB-76 sinyallerini takip eden isimlerden biri. Duyduğu teoriler arasında oldukça ilginç olanlar da var. “Bazıları bu istasyonun, yayını kesilirse otomatik olarak bir nükleer saldırıyı tetikleyecek şekilde programlandığını iddia ediyor” diyen Boender, bu iddianın eski Sovyetler döneminden kalma bir ‘Ölü Adam Anahtarı’ sistemiyle ilgili olabileceğini söylüyor. Diğer teoriler ise daha fantastik: UFO sinyali, zihin kontrol cihazı ya da Çernobil’e ait bir kontrol merkezi gibi…
Gerçekte ne olduğu bilinmese de, istasyonun yolladığı şifreli mesajların çözülmesi pek olası görünmüyor.
İstasyon nasıl çalışıyor, geçmişi neye dayanıyor?
UVB-76 ilk kez 1980’lerin başında ciddiye alınmaya başlandı. O dönemde sadece kısa ve düzenli bip sesleri yayınlıyordu. Ancak 1990’lara gelindiğinde bu sesler yerini, dakikada 25 kez tekrar eden ve bazen sis düdüğünü andıran bir vızıltıya bıraktı. Zaman zaman da bilinmeyen kişilerin sesleriyle sayılar, kelimeler veya isimler okunmaya başladı.
Yayın sesinin tonundaki küçük değişimler, bazı uzmanlara göre gizli bilgilerin bu şekilde şifrelenmiş olabileceğine işaret ediyor. Ayrıca bu yayın, basit bir frekans koruma sinyali için fazla karmaşık. Profesör Stupples, bu istasyonun binlerce watt güç kullanarak her yöne yayın yaptığını ve bunun da basit bir test yayını olmadığını ortaya koyduğunu belirtiyor.
Bu yayınların neden halen sürdüğü sorusu ise cevapsız. Soğuk Savaş sona ermiş olsa da, UVB-76 gibi istasyonların aktif kalması, o dönemin izlerinin halen silinmediğini gösteriyor olabilir. Yayınlar genellikle sessiz sedasız ilerlese de, zaman zaman gelen bu şifreli mesajlar hem merak uyandırıyor hem de tedirginlik yaratıyor.
Belki de asıl soru şu: Gerçekten bir mesaj mı iletiliyor, yoksa birilerine “halen buradayız” denmek mi isteniyor?