Meclis Başkanı Kurtulmuş: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden geri dönüşün olmayacağı aşikar

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İsrail-Hamas savaşındaki son durum, İsveç’in NATO üyeliği, siyasetteki 50+1 tartışması, yeni anayasa gündemi, TİP milletvekili Can Atalay‘ın tutukluluğu ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel‘in “Kürtler daha az eşit” açıklamasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kurtulmuş, yeni anayasa tartışmalarının medeni bir müzakere ortamında sürdürülmesi gerektiğine işaret ederek Atalay’ın tutukluluğu meselesinin de anayasa konusundaki belirsizliklerden kaynaklandığını savundu. 

Kurtulmuş, “Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden geri dönüşün olmayacağı aşikar. Halkımız 3 kez bu sisteme olan güvenini teyit etti. Geri dönüş yok” dedi. 

Kurtulmuş, NTV canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. İsrail-Hamas savaşının başlamasından bu yana TBMM Başkanı olarak 22 ülkeden 41 üst düzey yöneticiyle bu meseleyi konuştuklarını aktaran Kurtulmuş, ayrıca katıldığı 5 uluslararası toplantıda sürekli konuyu gündeme taşıdığını söyledi.

Erdoğan’ın, Batılı ülkelerin, İsrail’e karşı borçlarının olduğu açıklamasını yeniden vurgulayan Kurtulmuş, “Hitler ve Mussolini zamanında yapılanları, Avrupa kıtasındaki Yahudi soykırımını, o antisemitik siyasetin nasıl Yahudilere baskı uyguladıklarını hatırlıyorlar ve belki de özür dilemek için bugün o özür dilemeyi Filisin halkına yapılan zulüm üzerinden yapmaya çalışıyorlar. Ses çıkarmıyor, destek oluyorlar. Biz, Türkiye olarak üzerimize düşeni yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu, tarihi bir sorumluluk” diye konuştu.

“İnşallah ateşkes kalıcı olur”

Kurtulmuş, şöyle devam etti:

“Kuvözlerde oksijen bitti, çok sayıda çocuğun çırpınarak, ağlaya ağlaya öldüğü görüntüler dünyaya servis edildi. Bu insanlığın bittiği yer. Siyaset artık ne konuşacak? Kuvözdeki bebekleri koruyamıyorsa canı çıksın öyle siyasetin. Hangi uluslararası sistem, hangi uluslararası ilişkiler, hangi Birleşmiş Milletler… Böyle baktığınızda kahroluyorsunuz ama bir de sorumluluğunuz var. Bu konuda Türkiye olarak tüm gücünüzü seferber etmeye çalışıyorsunuz. İnşallah şimdi geldiğimiz noktada bu ateşkes kalıcı olur ve bundan sonrası yapılması gerekenleri de insanlık cephesini tahkim ederek hep beraber yapmamız lazım. Batı ülkelerinin hükümetlerine kalsaydı bu ateşkes olmazdı”

Numan Kurtulmuş, İsrail’in saldırılarına yönelik Avrupa başkentlerinde gerçekleştirilen protestoların, ateşkesin sağlanmasına katkı yaptığını; uluslararası camiada sivil inisiyatiflerin, İsrail’in faşist politikalarına, Başbakan Binyamin Netanyahu ile çetesine karşı baskının arttırılması gerektiğini dile getirdi.

Netanyahu ve hükümetinin, Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’ne gitmesini sağlamaya yönelik başvuruların çoğaltılması gerektiğini söyleyen Kurtulmuş, “Artık insanlık vicdanı uyanışa geçmiştir. Sürekli bunu arttıracak ve insanlık cephesini kuvvetlendirecek işler yapmamız lazım” ifadesini kullandı.

İsrail ile Filistin arasındaki kalıcı çözüm için yerine getirilmesi gereken üç konunun bulunduğunu anlatan Kurtulmuş, 1967 sınırlarında ve başkenti Kudüs olan, tam bağımsız bir Filistin Devleti’nin tanınması, Yahudi yerleşimcilerin işgal ettikleri bölgelerden atılması ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere Müslümanlar ile Hristiyanların kutsal mekanlarının korunması şartlarının sağlanmadığı sürece meselenin çözülemeyeceğini kaydetti.

Kurtulmuş, “Tarih boyunca dünya barışının kapısı, Orta Doğu kapısıdır. Orta Doğu barışının anahtarı ise Filistin topraklarının özgürleşmesidir. Bu sağlanmadan dünya barışı sağlanmaz” değerlendirmesinde bulundu.

İsveç’in NATO Üyeliği

İsveç’in NATO’ya katılım protokolüyle ilgili değerlendirmesi sorulan Meclis Başkanı Kurtulmuş, Türkiye’nin bu konuda verdiği sözleri yerine getirdiğini, muhataplarından aldığı sözlerin de tamamıyla yerine getirilmesini beklediğini söyledi.

Türkiye’nin, Finlandiya’nın NATO üyeliği konusunda verdiği sözü yerine getirdiğini anımsatan Kurtulmuş, “Aynı şekilde İsveç’in de sorumluluklarını yerine getirmesini bekliyoruz. Bu konuda bazı olumlu adımlar atıldı. Bunların tamamıyla gerçekleşmesini bekliyoruz. Cumhurbaşkanlığı’ndan gelen tezkere Dışişleri Komisyonu’nda. Komisyon kendi gündemi içinde meseleyi değerlendirecek, sonra da Genel Kurul’a gelecektir. TBMM’de süreç kendi gündemi içerisinde işliyor” bilgisini paylaştı.

“Avrupa kendi kurucu değerlerinden süratle uzaklaşmaya doğru gidiyor”

TBMM Başkanı Kurtulmuş, “İsveç’ten beklenmedik bazı açıklamalar geliyor. Muhalefet partisi liderinin ‘cami kapatılsın’ yönünde açıklaması var. Bu tür açıklamalar süreci uzatır mı?” sorusu üzerine şu düşünceleri dile getirdi:

Avrupa kendi kurucu değerlerinden süratle uzaklaşmaya doğru gidiyor; bu kadar çok ırkçılık, İslam ve yabancı düşmanlığı… Senin haddine mi kardeşim, ‘Avrupa’nın temelini çok kültürlülük üzerine kurduk’ diye övünüyorsunuz ama ‘cami kapatılsın…’ Böyle bir şey olabilir mi? Sen kimsin? Ama Avrupa’daki bu faşist, ırkçı siyasetler o kadar yükseliyor ki ben Avrupa adına endişe duyuyorum. Bir gün Avrupa, Türkiye’nin insancıl değerlerine sığınmak mecburiyetinde kalacak. Böyle devam etmez. Şu anda gördüğü yabancıya, Müslümana, öteki olarak gördüğüne saldırıyor ama bu faşist, otokratik kafa, bir müddet sonra belki kendisinden daha fazla demokrat değerleri savunan Avrupalılara da saldıracak. Çok büyük bir alarm zilidir, bunu görmesi lazım Avrupa’nın”

Siyasette 50+1 tartışması

Kurtulmuş, siyasetteki 50+1 tartışmasına ilişkin “doğru zemin, doğru yöntem” vurgusu yaparak şunları söyledi: 

“Türkiye’de yapılan referandum ile bir sistem değişikliğine gidildi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili 5 yıllık bir uygulama var. Türkiye’de önce gerçekten çok kapsamlı anayasa değişikliği ortamını oluşturmak. Bu anayasa değişikliği tartışmaları içerisinde bu ve benzeri konuların bir bütün olarak tartışılmasının daha doğru olacağı kanaatindeyim. 

Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden geri dönüşün olmayacağı aşikar. Halkımız 3 kez bu sisteme olan güvenini teyit etti. Geri dönüş yok.

Şahsen tercih edeceğim yol, anayasa tartışmalarının içerisinde doğru zeminde doğru yöntemlerle bu konuların tartışılması. Yaptığımız tartışmalar ülkemizin geleceği ile ilgili. Bunun böyle sakın ve bilimsel verilerle bir anaysa tartışma platformu çerçevesinde ele alınacak konu olarak görürüm.”

Yeni Anayasa tartışması: Gönlümüz arz eder ki parlamentodan 400 oy alarak geçsin

Partiler arasında medeni bir müzakere ortamının oluşturulması gerektiğini söyleyen Kurtulmuş, “Özgür ve hiçbir önyargı ortaya koymaksızın bizim darcağımızda ne varsa ortaya koymamız lazım. Medeni bir müzakere ortamı oluşturmaya çalışıyorum. Her partinin ayrıca çalışmaları var. Bunların hepsi ortaya konulur” dedi. Kurtulmuş, “Gönlümüz arz eder ki parlamentodan 400 oy olarak anayasa teklifi geçmiş olsun. Milletin anayasası olsun. Artık Türkiye’ye yeni anayasa yapmak yakışır. Hatta bir zorunluluktur. Muhalafet partilerine büyük görev düşüyor” ifadelerini kullandı. 

Can Atalay’ın tutukluluğu: Kimse TBMM’ye ödev vermeye kalkmasın

TİP Hatay milletvekili Can Atalay’ın tutukluluğuyla ilgili de konuşan Kurtulmuş, “Bu tartışmanın da mevcut anayasadan kaynaklandığını görüyoruz” diyerek şunları kaydetti:

“TBMM’nin tavrı belli. Milletvekili yeminin yapıldığı gün Meclis’te isminin okunması arkasından da partilerin ortak eğilimi ile birlikte İnsan Hakları Komisyonu’na seçilmesi Meclis’in tavrını ortaya koyan bir şeydir. Hiçbir gücün TBMM’ye görev verme hakkı yoktur. TBMM yasamanın merkezi olarak gerektiğinde yasaları, anayasayı değiştirecek güce sahiptir. TBMM’nin tartışmanın bir tarafı haline getirilmemesi için özel bir gayret gösteriyorum. Kimse TBMM’ye ödev vermeye kalkmasın”

Özgür Özel’e “Kürtler daha az eşit” açıklaması 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “Kürtler daha az eşit” açıklaması sorulan Kurtulmuş, bu sözün Türkiye’deki gerçeği yansıtmadığını savundu. Kurtulmuş, “Maliye Bakanı’mız Kürt bir arkadaşımızdır. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Kürt bir kardeşimizdir” diyerek şöyle devam etti:

“Türkiye’nin gündeminde böyle bir şey yok. Siyasetçiler kullandıkları dile dikkat etmeli. Türk de Kürt de birdir. Alevi de Sünni de birdir. Ayrımcılık kimden geliyorsa kim tarafından yapılıyorsa kabul etmek mümkün değildir”

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir