İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olan Gürgöz, Orman Genel Müdürlüğü bünyesinde ülkenin birçok bölgesinde orman mühendisi olarak görev yaptı.
Tayini 7 yıl önce memleketi Elazığ’a çıkan 3 çocuk babası 56 yaşındaki Gürgöz, Keban Baraj Gölü kıyısında bulunan merkeze bağlı Çatalharman köyünü ziyaret ettiğinde ağaçlık alanların eksikliğini gördü, köyde Hazine’ye ait kullanılmayan atıl araziler bulunduğunu tespit etti.
Köyüne örnek olmak isteyen Gürgöz, kiraladığı 100 dönüm atıl araziye kendi imkanlarıyla gelir getirici yaklaşık 5 bin badem fidanı dikti.
Toprakla buluşturulan fidanlar zamanla boy verdi, arazi 7 yılda yeşile dönüştü.
Gürgöz, sulamada kullandığı enerjiyi karşılamak için de alana 19 kilovat kapasiteli güneş enerjisi santrali kurdu.
Orman mühendisini örnek alan köydeki vatandaşlar da kiraladıkları ya da kendilerine ait olan arazilere badem fidanı dikti. Bu fidanlar sayesinde bölge yeşil bir görünüme kavuştu.
“TAŞLIK, KAYALIK ARAZİ EKONOMİYE KAZANDIRILDI”
Bülent Gürgöz, köyünde kullanılmayan çorak arazilere gelir getirici fidanlar diktiğini, bu sayede köylüleri de bu üretime teşvik ettiğini söyledi.
Yaptığı bu çalışmanın hem kendi köyüne hem de komşu köylere örnek olduğunu dile getiren Gürgöz, “Orman Genel Müdürlüğümüzün ‘ağaçlandırma yönetmeliği’ vardı. Köylüleri ağaç dikmeye teşvik etmek istedim. Köylüler bu tür şeylere görmeden inanmıyor. Ben de örnek olsun diye Milli Emlak Genel Müdürlüğünden 100 dönüm alanı kiraladım.” dedi.
Bu alana yaklaşık 5 bin badem fidanı diktiğini, ağaçların 7 yaşına girdiğini belirten Gürgöz, şunları söyledi:
“Geçen yıl yaklaşık 9 bin 380 kilogram ürün aldım. Bu yıl da 15 bin kilogram civarında rekolte bekliyorum. Umarım başarırız, katma değer yaratırız. Bu yatırımımdan sonra gerek yurt dışındaki gerekse köydeki üreticiler hem Hazine arazilerine hem de kendi arazilerine badem bahçeleri kurdu. Köyüme benden sonra yatırımlar geldi. Tüm üreticiler başarılı oldu. Buralar badem ormanı oldu. Taşlık, kayalık arazi ekonomiye kazandırıldı. Dikimler giderek artacaktır çünkü kazanç görüldükçe daha çok yatırım olacak.”
Köylerinin Keban Barajı’nın kıyısında olduğu için su sorunlarının olmadığını belirten Gürgöz, şehir dışında yaşayanların da bu gelişmeleri gördükçe köyünde bu yatırımı yapmaya başladığını söyledi.
“Eskiden bozkır olan bu araziler atıl vaziyetteydi. Bu atıl araziler üretime geçti. İnanılmaz derecede verimli topraklarımız var. Gübre bile vermiyoruz. Ağaçlarımız gayet sağlıklı.” diyen Gürgöz, herkese bu tür yatırımları tavsiye etti.
Köyde dikilen badem fidanlarının olgunluk aşamasına geldiğinde büyük bir üretim olacağını kaydeden Gürgöz, bu alanın 7 yılda bu seviyeye ulaştığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Eserimizi gördükçe mutlu oluyorum. Emeğimin karşılığını aldım. Bu tür çorak arazilere fidanlar dikerek badem ormanları yetiştirmek çocuklarımıza büyük bir gelecektir. Alana 19 kilovatlık güneş panelleri de kurdum. Güneşten aldığımız enerjiyle pompa çalışıyor. O pompayla tüm ağaçlarımı suluyorum. Yer altı damlama sistemi yaptım. Elektrikten de tasarruf ediyoruz. Diktiğimiz fidanlar isterse hiç ürün vermesin, ben toprakları korudum, erozyonu önledim.”
“KÖYÜMÜZÜN HER TARAFI BADEM DOLDU”
Köyde yaşayan Serkan Yıldırım da Bülent Gürgöz’ün teşvikiyle arpa ve buğdayın yanı sıra 70 dönüm alanda badem de üretmeye başladıklarını söyledi.
Yıldırım, “Atıl arazileri badem ağaçlarıyla doldurduk. Köyümüzün her tarafı badem doldu. ‘Dağdı bağ oldu’ derler ama dağdı badem oldu. Burada yaklaşık 2 bin 600 kök ağacımız var. Ağustos sonu, eylül başında hasada başlayacağız.” diye konuştu.